Kaymakam, Hakim, Denetçi, Müfettiş, Uzman olmak gibi ideallerle girilen bu yolda başarılarınızın sizi bir yere kadar taşıyabilmesi ve son vuruşu yaptırmaması kadar zor bir durum yoktur. Senelerinizi verip çalışıp çabaladığınız, emek harcadığınız, dereceler yaptığınız bu sürecin son basamağında ki "Mülakat" denilen sözlü sınavda "tümü" 5 dakika ile çöpe atılıyor..
Mülakat sınavlarıyla liyakatın önemsendiği, hakkaniyet ve adalet içinde bir personel seçiminin yapıldığını kim söyleyebilir?
Hak ve adaletin hepimiz için gerekli olduğu bir gerçek. Mülakat sınavlarında mevzuatta yer almayan "sözde" kriterler ile personel istihdamı ne kadar doğru? Dönemsel olarak da değişen "sözde" kriterler bizi nereye götürebilir?
-Tabi ki hiçbir yere.
Mülakat denilen sözlü sınavın ülkemiz de objektif yapılabilmesi mümkün değildir. Ki komisyon üyelerini siyasi iradenin seçmesi zaten hukuki bir garabettir. Salt amacı menfaat dağıtarak oylarını artırmak olan siyasiler bu şekilde menfaat sağlamak istemesi içten bile değildir. Zaten hukuki düzenlemelerde de mülakat sınavlarında "sınav puanı" dışında herhangi bir kaydında tutulmayacağı asıl iradeyi gözler önüne sermektedir. Sokaktan birini çevirip mülakatı sorunca "torpil veya dayı" kelimelerini duyacağınızdan hiç şüphem yok. Sizce bunun nedeni nedir?
Mülakatı savunan kişilerin en başta sunduğu gerekçe vatan hainlerinin yüksek puan alıp girmesinin önüne geçiliyor; buna çözüm ise basit atama için ayrıntılı güvenlik soruşturmasının olumlu olmasını şart getirebilirsin. Şunu gördük ki geçtiğimiz 14 yılda mülakat ile vatan hainleri kadrolara sokulmuş. Diğer bir sorun sınav sorularının çalınması; bunu zaten devlet olarak önlemelisin, yapılan bir yanlışı düzeltmek yerine başka bir yanlış ile hak ve adaleti sarsmanın hiçbir gereği yok.
Çözüm olarak isteğimiz personel alımında hak ve adaletin sağlanmasıdır. Bununda en etkin yolu merkezi atama ile personel istihdamıdır. Zaten merkezi atama ile alımlar yapılmaktadır. Ancak bunun sayısı yetersizdir. Ve gün geçtikçe merkezi atamaya verilen kadrolar azalmaktadır. Çoğu kurum mülakat sınavı ile personel almaya başlamaktadır. Hak ve adaleti bu kadar önemsiyorsak; mülakat sınavının bu kavramları zedelediğini göremiyor muyuz?
Bu yazıya o veya bu şekilde denk gelen arkadaşlarım, sizde yüksek ihtimalle mülakatlı sınavların mağduru olacaksınız. Kiminiz ise herkes yapıyor bende yapmam lazım diyerek bu işlere gireceksiniz. Sınav için sarfettiğiniz çaba yetmezmiş gibi bir de referans peşinde koşacaksınız. Ama bunun yerine sınav ile alınan puan dikkate alınarak yapılacak bir merkezi atama bizi kimseye muhtaç etmeyecektir. Ve bunun içinse kadro mücadelesi içinde olmalıyız. Aşağıda paylaşacağım adreslere mail atmanız düşüncelerinizi belirtmeniz bizler için belkide bir çıkış olacaktır.
Tüm devlet yetkililerine sesleniyorum. Bizler vatanına milletine sadık Türk gençleriyiz. En az 16 yıl devletimizin okullarını okuduk ve şimdi devletimize hizmet etmek istiyoruz. Biz bu hizmete girmek isterken liyakatın ve adaletin önemsendiği bir sistem ile hak ederek gelmek istiyoruz. Bunun için de hak ve adalet içeren bir personel istihdamını sonuna kadar destekliyoruz. Sizden ricamız sesimize kulak vermeniz.
Bununla ilgili olarak aşağıda bir arkadaşımın mesajını paylaşarak yazıya son vereceğim. Lütfen 10 dakikanı ayır ve mücadelemize katıl. Yazının tamamında hazır metinler bulunmaktadır. Dilerseniz oradan bir metni gönderebilirsiniz.
Mülakat sınavlarıyla liyakatın önemsendiği, hakkaniyet ve adalet içinde bir personel seçiminin yapıldığını kim söyleyebilir?
Hak ve adaletin hepimiz için gerekli olduğu bir gerçek. Mülakat sınavlarında mevzuatta yer almayan "sözde" kriterler ile personel istihdamı ne kadar doğru? Dönemsel olarak da değişen "sözde" kriterler bizi nereye götürebilir?
-Tabi ki hiçbir yere.
Mülakat denilen sözlü sınavın ülkemiz de objektif yapılabilmesi mümkün değildir. Ki komisyon üyelerini siyasi iradenin seçmesi zaten hukuki bir garabettir. Salt amacı menfaat dağıtarak oylarını artırmak olan siyasiler bu şekilde menfaat sağlamak istemesi içten bile değildir. Zaten hukuki düzenlemelerde de mülakat sınavlarında "sınav puanı" dışında herhangi bir kaydında tutulmayacağı asıl iradeyi gözler önüne sermektedir. Sokaktan birini çevirip mülakatı sorunca "torpil veya dayı" kelimelerini duyacağınızdan hiç şüphem yok. Sizce bunun nedeni nedir?
Mülakatı savunan kişilerin en başta sunduğu gerekçe vatan hainlerinin yüksek puan alıp girmesinin önüne geçiliyor; buna çözüm ise basit atama için ayrıntılı güvenlik soruşturmasının olumlu olmasını şart getirebilirsin. Şunu gördük ki geçtiğimiz 14 yılda mülakat ile vatan hainleri kadrolara sokulmuş. Diğer bir sorun sınav sorularının çalınması; bunu zaten devlet olarak önlemelisin, yapılan bir yanlışı düzeltmek yerine başka bir yanlış ile hak ve adaleti sarsmanın hiçbir gereği yok.
Çözüm olarak isteğimiz personel alımında hak ve adaletin sağlanmasıdır. Bununda en etkin yolu merkezi atama ile personel istihdamıdır. Zaten merkezi atama ile alımlar yapılmaktadır. Ancak bunun sayısı yetersizdir. Ve gün geçtikçe merkezi atamaya verilen kadrolar azalmaktadır. Çoğu kurum mülakat sınavı ile personel almaya başlamaktadır. Hak ve adaleti bu kadar önemsiyorsak; mülakat sınavının bu kavramları zedelediğini göremiyor muyuz?
Bu yazıya o veya bu şekilde denk gelen arkadaşlarım, sizde yüksek ihtimalle mülakatlı sınavların mağduru olacaksınız. Kiminiz ise herkes yapıyor bende yapmam lazım diyerek bu işlere gireceksiniz. Sınav için sarfettiğiniz çaba yetmezmiş gibi bir de referans peşinde koşacaksınız. Ama bunun yerine sınav ile alınan puan dikkate alınarak yapılacak bir merkezi atama bizi kimseye muhtaç etmeyecektir. Ve bunun içinse kadro mücadelesi içinde olmalıyız. Aşağıda paylaşacağım adreslere mail atmanız düşüncelerinizi belirtmeniz bizler için belkide bir çıkış olacaktır.
Tüm devlet yetkililerine sesleniyorum. Bizler vatanına milletine sadık Türk gençleriyiz. En az 16 yıl devletimizin okullarını okuduk ve şimdi devletimize hizmet etmek istiyoruz. Biz bu hizmete girmek isterken liyakatın ve adaletin önemsendiği bir sistem ile hak ederek gelmek istiyoruz. Bunun için de hak ve adalet içeren bir personel istihdamını sonuna kadar destekliyoruz. Sizden ricamız sesimize kulak vermeniz.
Bununla ilgili olarak aşağıda bir arkadaşımın mesajını paylaşarak yazıya son vereceğim. Lütfen 10 dakikanı ayır ve mücadelemize katıl. Yazının tamamında hazır metinler bulunmaktadır. Dilerseniz oradan bir metni gönderebilirsiniz.
Arkadaşlar herkese merhabalar. 2016 Kpss ile atanmayı umut eden yüzbinlerce adaydan sadece biriyim.
Bilindiği üzere şu dönemde kurumların kadro talepleri toplanıyor. 7 Ekim'e kadar devam edecek olan bir süreçte bizim üstümüze düşen; Gerekli tüm kurumları ve servisleri kullanıp mail olsun telefon olsun twett olsun derdimizi anlatıp merkezi olarak kadro istemek. Merkezi alım ve kadro mücadelesi için önümüzde çok önemli bir 7-8 hafta var.
Ben şimdi burda bazı adres ve telefonları paylaşıp en alt kısımda ise hazır metinlere yer vereceğim. Bu metinleri sürekli kurumlara yollamamız, sıkılmadan usanmadan bu konu üzerinde ciddi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Hepimizin geleceği için herkes elinden gelenin fazlasını yapmalı. Saygı çerçevesi içinde, siyesete girmeden sadece kadro odaklı mücadelemizi en açık şekilde ortaya koymalıyız.
Başbakanlık: 0 312 422 10 00
Cumhurbaşkanlığı: 0 312 525 55 55
Kamu Başdenetçisi: 0 312 465 22 00
Yorum Gönder