ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKALARI VE ATATÜRK SONRASI DÖNEM
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasının Temel İlkeleri
Gerçekçilik Bağımsızlık Barışseverlik Güvenlik Batıcılık Akılcılık
Atatürk’ün Dış Politika Đlkeleri
1. Ulusal bağımsızlığımızdan ödün vermemek, 7. Đyi komşuluk ilişkileri geliştirmek,
2. Bağımsızlığımıza saygılı devletlerle ilişkileri 8. Uluslar arası sorunları silaha başvurmadan,
geliştirmek, diplomasiyle çözmek,
3. Devletlerarası anlaşmazlıkları ve sorunları barış 9. Dış barışı, iç barışın temelleri üzerinde inşa etmek,
yoluyla çözmek, 10. Ulusun yaşamı tehlikede olmadıkça savaştan
4. Đçişlere karışılmasını önlemek, kaçınmak,
5. Başka ülkelerin içişlerine karışmamak, 11. Ulusal çıkarlarla insan çıkarlarını bağdaştırmak,
6. Ülke sınırlarına saygılı olmak, 12. Dünya barışına katkıda bulunmaktır.
1923 - 1932 DÖNEMLERĐ ARASI DIŞ POLĐTĐKA
Yabancı Okullar Irak Sorunu Kellog - Briand Nüfus Osmanlı Milletler
Sorunu (Musul Meselesi) Paktı’na Üyelik Mübadelesi Borçları Sorunu Cemiyeti Üyeliği
Fransa Đngiltere Türkiye Yunanistan Fransa Đngiltere-Fransa
1926 5 Haziran 1926 27 Ağustos 1928 10 Haziran 1930 1930 - 1954 18 Temmuz 1932
Maarif Teşkilatı Ankara Ant. Türkiye - 1929 Ahali Mübadelesi HooverM.-ABD Cemiyet-i Akvam
A. YABANCI OKULLAR SORUNU - 1926 - FRANSA (ĐNGĐLTERE-ĐTALYA)
Lozan Antlaşması ile yabancı okulların denetimi Türkiye’ye verildi.
3 Mart 1924 - Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ülkedeki bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na verildi.
1926 - Maarif Teşkilatı (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu ile;
Yabancı okullarda en az bir idarecinin Türk olması,
Tarih, Coğrafya, Türk Dili derslerinin Türk öğretmen tarafından okutulması,
Türk müfettişler tarafından okulların denetlenmesi,
Misyonerlik çalışmalarında bulunulmaması,
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izinsiz okulların kurulamayacak olması,
Yabancı okullara tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasıdır.
Bu koşulları kabul etmeyen birçok yabancı okul kapanmış ve sorun çıkmıştır. Fransa, Đngiltere, Đtalya, Türk
hükümetinin yabancı okullardaki öğretim işlerine karışamayacağını iddia etmiş; Türkiye ise bu hareketlerin bağımsızlık
anlayışına uymadığını ve sorunun kendi iç meselesi olduğunu vurguladı ve görüşmeleri reddetti.
Yeni Türk Devleti’nin Lozan’dan sonra dış politikadaki ilk siyasi başarısı, yabancı okullar sorununun
çözülmesi olmuştur.
B. IRAK SINIRI - MUSUL SORUNU - 5 HAZĐRAN 1926 - ANKARA ANTLAŞMASI - ĐNGĐLTERE
Lozan Antlaşması’nda Türk - Irak sınırı tartışmaları yaşanmış: Türk tarafı Musul’un Misak-ı Milli sınırları
içinde olduğunu, bölgenin coğrafi - kültürel açıdan Türk yurdu olarak vurgulamıştır; Đngiliz tarafı da bu isteğe şiddetle
karşı çıkmıştır.
Konu 1924’te toplanan Haliç Konferansı’nda ele alınmıştır. Bu konferansta da bir sonuç alınamayınca sorunun
çözümü için Milletler Cemiyeti’ne bırakılmıştır. Cemiyet, Musul’u Irak’a devretmiş, geçici bir sınır belirlemiş ve buna
Brüksel Hattı denmiştir.
Türkiye, Musul’u ısrarla istemesinin nedeni, Mondros Ateşkes Antlaşması yapılırken işgal edilmemiş olması
ve Misak-ı Milli sınırlar içinde yer almasıdır.
Bu olumsuz gelişmelerden ötürü Türkiye savaş hazırlıkları yapmaya başladı. Doğu’da Şeyh Sait Đsyanı çıkması
(1925) üzerine Türk ordusu isyanı bastırmakla uğraşmış, bu sırada Đngiltere Musul bölgesine yeni takviyeler sevk etti. Dış
politikada yalnız kalan Türkiye, Sovyet Rusya ile yakınlaşarak 17 Aralık 1925’te tarafsızlık ve saldırmazlık antlaşması
yapmıştır. Ülke içindeki yeni yapılanma ve iç isyanlardan ötürü Türkiye, Ankara Antlaşması’nı imzalamak zorunda
kalmıştır.
5 Haziran 1925 - Ankara Antlaşması (Türkiye & Đngiltere - Irak Hükümeti):
Musul, Đngiltere mandası altındaki Irak’a, Hakkâri ise Türkiye’ye verildi.
Musul petrol gelirlerinin % 10’u 25 yıl boyunca Türkiye’ye verilecek. Ancak daha sonradan bir düzenleme
ile Türkiye, bu paydan 500000 Đngiliz sterlini alarak vazgeçmiştir.
Sınırlar karşılıklı olarak korunması kabul edildi.
Ankara Antlaşması ile Musul sorununun çözümü, Türkiye - Đngiltere arasında iyi ilişkiler kurulmasına ortam
hazırlamış, ileriki yıllarda Milletler Cemiyeti’ne üye olmasında tutumunun etkili olduğu görülecektir. Ancak, bu antlaşma
ile Misak-ı Milli açıdan Türkiye aleyhine çözümlendi.
Musul Sorununun Türkiye Aleyhine Sonuçlanmasının Nedenleri:
Milletler Cemiyeti’nin Đngiltere etkisinde olması,
Bölgenin stratejik açıdan önemli ve petrole sahip olması,
Şeyh Sait Đsyanı’nın Türkiye’yi diplomasi masasında güç duruma düşürmesi ve askeri - ekonomik açılardan
zayıflatması,
Türkiye’nin bir an önce batılı devletlerle anlaşma yoluna gidip güvenli sınırlara kavuşup içteki reformlarını
gerçekleştirmek istemesidir.
C. KELLOG - BRIAND PAKTI (27 AĞUSTOS 1928)
Bu pakta üye devletler: ABD, Almanya, Belçika, Büyük Britanya (Đngiltere), Çekoslovakya, Fransa, Đtalya,
Japonya, Polonya, Türkiye (1929).
ABD ve Fransa öncülüğünde dünya barışına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur. Bu pakta üye devletler,
niteliği ve kaynağı ne olursa olsun her türlü anlaşmazlık ve çekişmelerde barışçı politikaları esas aldıklarını kabul ve ilan
etmişlerdir. Savaşı yasaklayan tek belgedir.
Türkiye, dünya barışına katkıda bulunmak için 1929’da üye oldu.
D. NÜFUS MÜBADELESĐ SORUNU - AHALĐ MÜBADELESĐ ANTLAŞMASI (10 HAZĐRAN 1930)
Lozan Antlaşması’nda “Türkiye ile Yunanistan nüfus değişimine gidecek: Đstanbul, Gökçeada, Bozcaada
Rumları ile Batı Trakya Türkleri değişimin dışında tutulacaktır” maddesinde Yunanistan, Đstanbul’da daha fazla Rum
bırakmaya çalışmış ve nedenle görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Türk hükümeti, Đstanbul’da yerleşme niteliğinin Türk
kanunlara göre çözülmesi gerektiğini ve Mondros’tan sonra Đstanbul’a yerleşen Rumları yerleşik (etabli) saymayacağını
belirtmiştir. Bu sorun olmuş; ilk Milletler Cemiyeti’ne, oradan Lahey Adalet Divanı’na gitmiş; ancak bir karara
varılamamıştır. Bunun üzerine iki devlet arasında durum gerginleşmiş, karşılıklı olarak mülklere el koymuştur. Yunanistan
Başbakanın bir savaşın Yunanistan’a getireceği sıkıntıları düşünerek tutumunu yumuşatmış, Ankara da buna karşılık
vermiştir.
10 Haziran 1930’da “Ahali Mübadelesi Antlaşması” imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre;
Đstanbul, Marmara Adaları, Gökçeada - Bozcaada’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler yerlerinde
kalacaktır. (Yerleşik sayılacaklardır.)
Yunanistan’daki Türkler ile Anadolu’daki Rumlar yer değiştireceklerdir. (Diğer kalan yerlerdekiler)
Yunanistan ile nüfus mübadelesinin halledilmesi ilişkilerin düzelmesine ve Balkan Antantı’nın imzalanmasına
neden olacaktır. Bu ilişkiler Kıbrıs Sorunu ile yeniden gergin ortam oluşturacaktır.
120
TARĐH - 2012
Günümüzde Yunanistan - Türkiye Arasında Süren Sorunlar:
Anadolu’ya yakın Ege adalarının Hava Sahası,
silahsızlandırılması, Fır Hattı (Uçuş Bildirim Bölgesi),
Karasuları, Kıbrıs Sorunu,
Kıta Sahanlığı (12 mil), Batı Trakya Türklerinin durumudur.
Yorum Gönder